"Let thy Food be thy Medicine and thy Medicine be thy Food." – Hippocrates

8 Nisan 2010 Perşembe

Hızlı şifa için, her gün yeşil su için!

Bakın aşağıdaki 300 gr koyu yeşil lifli ÇİĞ sebze size neler neler katar!

- 1 büyük avuç dolusu ıspanak
- 3 yaprak kara lahana
- 8 yaprak pazı
Hepsi yaklaşık 300 gr ediyor, her birinden 100 gr olarak…
İşte bu lifli koyu yeşil sebzeleri iyice yıkandıktan sonra, ÇİĞ* olarak besin değerleri kaybolmayacak şekilde güzelce sıkılmış sebze suyu olarak tükettiğinizde aldığınız önemli besinlerden bazıları ve yaklaşık miktarları:
(% ile belirtilen değerler vücudun günlük ihtiyacının yaklaşık olarak karşılanma oranıdır.)

*Sebzelerin ÇİĞ olması ÇOK ÖNEMLİ.

Çünkü 45 derecenin üstünde ısıl işleme maruz kalan sebzelerin enzimlerinin %100'ü, vitaminlerinin yaklaşık %85'i ve proteinlerinin yaklaşık %50'si tahrip oluyor, yani kayboluyor.

TOPLAM LİF= 5,80 gr-%30,92
Lif: ıspanaktan; 2,20 gr-%11,73 + pazıdan; 1,60 gr - %8,53 + kara lahanadan; 2 gr- %10,66

TOPLAM PROTEİN= 7,96 gr-%21,23
Protein: ıspanaktan; 2,86 gr-%7,63 + pazıdan; 1,80 gr - %4,80 + kara lahanadan; 3,30 gr- %8,80

TOPLAM KALSİYUM= 285 mg-%28,5
Kalsiyum: ıspanaktan; 99 mg - %9,90 + pazıdan; 51 mg - %5,1 + kara lahanadan; 135 mg - %13,50

TOPLAM DEMİR= 6,21 mg-%34,51
Demir: ıspanaktan; 2,71 mg - %15,06 + pazıdan; 1,80 mg - %10 + kara lahanadan; 1,70 mg - %9,45

Sakın Aklınız Karışmasın! DOĞAL TUZ KRİSTALİ MASUM...

Hayat için gerekli temel besin maddelerinden biri olan doğal -işlenmemiş- deniz tuzunun hayatın devamlılığını sağlayan çok önemli özellikleri varken işlenmiş rafine tuzların zararları nedeniyle giderek daha da çok yanlış yerlere konumlandırıldığı gerçeğini görmemezlikten gelemeyiz. Çünkü gerçek doğal tuz olmadan hayatın var olması mümkün değil!
Hepimiz biliyoruz ki su ve tuz hayatın temel yapı taşlarıdır. Dünyanın dörtte üçü denizlerle kaplıdır ve deniz suyu kısaca su ve tuzdan oluşur. İnsan vücudunu oluşturan iki temel elementten biri su, diğeri de tuzdur. Bir insan cesedi yakıldığında geriye kalan küllerin bile vücut tarafından yapılmış saf tuz olduğu yaklaşık 100 yıl önce kanıtlanmıştır (Dr.Willhelm Schüssler).
Doğal tuz kristali insan vücudunu oluşturan tüm elementleri içerir. Doğada bulunan 94 elementten soy gazlar hariç tüm elementler doğal tuz kristalinde mevcuttur. Bu da doğal tuzun insan vücudunda bulunan tüm doğal mineralleri ve iz minerallerini içerdiği anlamına gelir.
Kanımızın bile tuzlu bir yapısı olduğunu düşünürsek niye tuz “rafine” edilerek insan sağlığı için bu denli tehlikeli bir noktaya taşındı?
Doğal tuz hayatın yapı taşıyken, rafine tuz öldürüyor! Niye?
ÇÜNKÜ “DOĞAL-İŞLENMEMİŞ DENİZ TUZU KRİSTALİ” İLE “RAFİNE BEYAZ TUZUN” HİÇBİR ORTAK YÖNÜ YOK!
Kullanılan rafine tuzların çoğu sodyum klorid ve bu maalesef yaşam için gerekli olan tuzla alakalı bir yapı değil! Oysa doğal deniz tuzu kristali sodyum ve klor gibi sadece iki element değil vücudumuzu oluşturan tüm doğal elementleri içeriyor. Hemen hemen her konuda olduğu gibi sanayileşme doğal tuz kristalini de “temizlemeyi!” ve onu iki elemente indirgemeyi seçti ve beyaz şekere benzeyen beyaz bir zehir yarattı!

10 Mart 2010 Çarşamba

Çocukluğumuzdaki kokulu domatesler ve daha neler neler...

Sebzemi meyvemi nereden alayım ki hem doğal hem leziz olduğuna emin olayım gibi sorulardan hemen kurtulmanız için bir an önce Pınar Hanım ile tanışmanızı tavsiye ediyoruz. Merak edenler için Pınar Hanım'ın soyadı Kaftancıoğlu .
Kendisi, çiftliği ve ürünleriyle tanıştığınızda, yemyeşil çeşit çeşit Ege otlarının kokusunu içinize çektiğinizde, siz de göreceksiniz ki kendisine ve köyüne ne kadar teşekkür etsek az...

Daha çok merak ettirmeyelim:) İşte çiftliğin ve sağlıklı, leziz, doğal gıdaların adresi: www.egesebzeleri.com
Bu arada küçük bir not "ürünler organik mi?" diye sormayın sakın çünkü kızabilir ve ürünlerini görünce anlarsınız kızmakta çok haklı:)
Hep sağlık ve sevgiyle,

19 Şubat 2010 Cuma

Yaşam Kalitesinin Basit Sırları - 1

 Sağlıklı, genç, güzel ve aktif kalmak için her gün:

- 2,5lt. Alkali Su (PH 7,5-8,5)
- 500ml. Lifli Meyve Suyu
- 500ml. Lifli Koyu Yeşil Sebze Suyu
- 60ml. Buğday Çimi Suyu
- 1/2 Olgun Avokado tüketin.


15 gün boyunca deneyin ve kendinizdeki inanılmaz değişimi hissedip yaşayın. Ve bu bilgiyi etrafınızla paylaşın.

Sevgiyle...

17 Şubat 2010 Çarşamba

Farkındalık: Mutlak AŞK olan O tek VAR-Ediciye Şükür Hali


Farkındalık şükrün ortaya çıkışı ve yaşantısı için ilk adımdır. Kelimelerle söylenen sözler yerine, yaşanarak ve hissedilerek ortaya koyulan yaşantıdır asıl şükür. Beslenebilmem için bana sunulmuş olan Gıdalar için benim şükrüm aşağıdaki gibidir. Ben şükrümün karşılığını yaşıyorum, ya SİZ?


  1. Gözlerimi kapatır ve derin bir nefes alırım.
  2. Canlı gıdayı elimle kavradıktan sonra dokusunu, ağırlığını, kokusunu, şeklini, rengini ve bana verdiği mesajı hissetmeye çalışırım.
  3. Gözlerim hala kapalıyken, elimdeki canlı gıdanın doğal hali ve ortamını hayal ederim.
  4. VAR-Edicime şükreder ve bir ısırık alırım.
  5. Yavaşça çiğner ve özsuyunu, dokusunu ve tadını deneyimlerim.
  6. Damağımda ortaya çıkan enerjiyi hissederim.
  7. Ve yine düşüncemde ŞÜKREDERİM... 

Sevgiyle...

8 Şubat 2010 Pazartesi

ÇOK İYİ bir HABER!.. Şeker - DİABET Tip 2'nin TEDAVİSİ var

Evet, yanlış okumadınız: ŞEKERİN TEDAVİSİ VAR!

Fotoğrafta gördüğünüz Dr.Gabriel COUSENS yaklaşık 40 yıldır önerdiği beslenme sistemiyle -RALF (Raw And Living Foods)- 3 hafta ile 3 ay arasında Tip 2 Diabeti %100, Tip 1 Diabeti ise hastalığın geçmişine bağlı olarak değişen sürelerde %95'lere varan oranlarda iyileştirebiliyor.

Dr.COUSENS 1993 yılında kurmuş olduğu "Tree of Life Rejuvenation Center"da bu tedaviyi içeren programlar uygulamanın yanı sıra tedavi yöntemini "There is a Cure for Diabetes-Şekerin bir Tedavisi Var" isimli kitabında da anlatıyor, yani iyileşmek isteyen şeker hastaları için Amerika'ya gitmek ve Dr.COUSENS'ı bulmak bile gerekmiyor...
"Tree of Life Rejuvenation Center" da uygulanan program detayları için:

"There is a Cure for Diabetes" (Şekerin bir Tedavisi Var) isimli kitap için:
Normal şartlarda fiyatı 19,95 USD olan kitap şu anda 13,57 USD'a aşağıdaki linkten sipariş verilebilir.

Dr.Cousens'ın önerdiği beslenme sistemi RALF (Raw And Living Foods) üzerine kurulu... RALF sadece şeker değil kanser, candida gibi ağır hastalıkların tedavisinde de kullanılan bir tedavi destek sistemi... RALF hakkındaki temel bilgileri sitemizin "RALF'i Keşfedin" başlıklı bölümünde de bulabilir ve oluşabilecek her türlü sorularınız için bize ulaşabilirsiniz.

Son olarak konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek isteyenler için aşağıdaki linkten Dr.COUSENS ile yapılan TV sohbetlerine erişmek de mümkün...

Ralf Beslenme Sistemi (Raw and Living Foods) ile ilgili daha geniş bilgi için: www.bmeal.com

Vücudunuzun kendini şifalandırma gücünü hiçbir zaman hafife almayın ve hep sağlıklı kalın.
Sevgiyle...

29 Ocak 2010 Cuma

RALF Beslenme Sistemi
(Raw and Living Foods-İşlenmemiş Canlı Gıdalar)

Maksimum düzeyde sağlık, gençlik ve güzellik için; mümkün olduğunca organik bitkisel ürünün, gıdaların besin değerlerini neredeyse tamamen yok edici herhangi bir işleme maruz kalmadan, en besleyici haliyle yani canlı -pişirmeden pişirilmiş, başka bir deyişle geleneksel tarzda pişirilmemiş- olarak tüketimini öneren bir yaşam biçimidir.



İşte RALF'i seçmek için Tam 40 Neden:
1. Yataktan tamamen uyanık, daha önce hiç olmadığınız kadar göz alıcı derecede canlı ve sağlıklı kalktığınızı hayal edin!
2. RALF birçok hastalığın kolaylıkla iyileştirilmesinde etkili olup, çok ciddi hastalıklarda bile tedavi sürecine önemli derecede olumlu destek olur.
3. RALF ile fazla kilolar kendiliğinden eriyip kaybolur!
4. RALF ile zamanı geri döndürerek gençleşmek bile mümkün!
5. RALF ile hücrelerinizi ve vücudunuzu sadece canlı gıdaların içerdiği canlı vitamin, mineral, enzim ve diğer hayat veren maddeler ile besliyorsunuz. Hayatınıza hayat katan bu değerli besin maddeleri pişirilmiş gıdalarda maalesef büyük ölçüde hasar görmüş ya da tamamen yok olmuştur.
6. Gıdalar 46 derecenin üzerinde pişirildiğinde, yediğiniz yemekte artık CANLI ENZİMLER YOKTUR!
7. Vücudun her işlevi için enzimlere ihtiyacı var. Nefes almak, hareket etmek, konuşmak ve benzeri herşey için CANLI ENZİMLERE ihtiyacımız var, HAYAT için CANLI ENZİM GEREKLİ! Bu bilgiden sonra gıdaları pişirerek, enzimlerini yok ederek, yer miydiniz? Düşünün bir kez enzimleri mi yok ediyoruz, yoksa kendimizi mi?
8. Üstelik RALF sağlıklı, güzel bir hayat için canlı gıdaları önerirken muzlu kremalı tarttan vazgeçin yerine canlı gıdalarla hazırlanan her şeyi tadını çıkararak doya doya yiyin diyor...
9. RALF tatlıları o kadar zengin çeşitli ve yararlı ki dilediğiniz kadar yiyebilirsiniz! Hem de hiç suçluluk duymadan ve daha da önemlisi KİLO ALMADAN!
10. Gıdaları pişirdiğinizde ilk kaybedilen şey içerdikleri besin değeri yüksek ÖZSUlarıdır. Oysaki vücudumuzun %60-%75'lik bölümü sudan oluşmuştur ve canlıdır, yani CANLI besine ihtiyaç duyar. Üstelik sebze ve meyveler doğal hallerinde bu CANLI özsular ile doludur.
11. Geleneksel yöntemlerle pişirdiğimiz gıdalardaki proteinin yaklaşık %50'si pişirme sırasında yok olmaktadır. Pişirmenin gıdaya verdiği zarar bununla da kalmaz. Proteinin yanı sıra vitamin ve minerallerin de yaklaşık %50-%80'i de yok olur. Bu durumda ne yiyoruz, pişmiş boş bir balon mu?

Bugün Öğle Yemeğinde MSG'li Tahta Var. Tam Gurme Yemeği!!!!

Ne yiyeceğimizi ne içeceğimizi şaşırdık. Paranoya geldi geçecek gibi de değil. Markette annesine yalvaran çocuklar: anne ne olur şu gofretten al bana diye. Gofret 50 Krş, anne niye almasın hem çikolatalı, hem sütlü karamelli, hem de besleyici?!? Bir de çok ucuz. Ya-HU nasıl imal edip bir de para kazanarak bu fiyata satabiliyorlar?!?

Anne: 5 tane alayım da oğlana her istediğinde veririm. Bir daha market, bakkalla uğraşmam. A bak ne güzel, bir de yeni besleyici MSG* varmış içinde. Vallahi şu bilim adamları ne mükemmel çalışıyorlar. Biz çocukluğumuzu yaşayamadık, bizim zamanımızda bir horozlu-elmalı şeker bir de biskuit vardı. Çikolata hayaldi.

*MSG: Monosodium glutamate (E 621). Kuru tahtayı bile çikolata gibi tatlandırma gücü!

28 Ocak 2010 Perşembe

Sağlıklı Bebek Yetiştirme Rehberi

Sağlıklı ve Çevreci Bebek Hareketi'nin lider isimlerinden pediatri uzmanı Dr. Alan Greene bu kullanışlı rehber ile anne babalara gebelik, bebek bakımı hakkında değerli tavsiyeler veriyor. Anne ve bebek beslenmesinden tutun, ilaçları daha etkin kullanmaya kadar uzanan bu akılcı önerilerin tümü bebeğinizi koruyup gözetirken doğanın da gönlünü alabilmenizi sağlayacak. Bu eser, profesyonel çözümlerin ve bilimsel araştırmaların yanı sıra zehirli kimyasal içermeyen boyalar, bebeğinizin hassas cildine uygun bakım ürünleri, ekolojik bebek bezleri gibi piyasada bulabileceğiniz yüzlerce ürün hakkında ipuçları sunuyor.

DR. ALAN GREENE: Sevilen pediatri uzmanı, Sağlıklı ve Çevreci Bebek Hareketi'nin öncülerinden, kendi alanında önemli bir otorite. İnternette "çocuk sağlığı kahramanı" diye tanınan Dr. Greene, Stanford Tıp Fakültesi'nde öğretim üyesi. Onu daha yakından tanımak için. www.DrGreene.com web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

22 Ocak 2010 Cuma

"Let thy Food be thy Medicine and thy Medicine be thy Food." – Hippocrates















Dün Rawfood öğrencim, aile dostumuz Seda bizim ofisteydi. Mehmet Abi buğday çimin var mı diye çıkagelmişti. Grip olmuş; elinde, burnunda mendil, akan gözlerle sabahın erken saatinde imdat diyordu. Sadece Seda mı imdat diyen acaba? İmdat diyenlerin farkında mıyız acaba? Yoksa başta kendimiz imdat istediğimizden mi, gözümüz, vücudumuz, beynimiz sadece kendi halimizle uğraşıp durur hale gelmiş acaba?

Dün bir ara alışverişe çıkmıştım. Mandalina, muz, kara lahana, pazı falan almaya. Marketten içeri girer girmez cep telefonlarının komik zilleri gibi hapşıran ve öksüren, gözleri sulanmış, nefes almakta zorlanan, renkleri siyaha dönmüş, daha da önemlisi “canlılığını” kaybetmiş 10'a yakın insan dikkatimi çekti. Marketin bir diğer ucundan ise neşeli kahkahalar, sesli ve canlı konuşmalar havada dolanıyordu.

Eeee KOÇ burcu olmak zor vesselam. "The curiosity kills the cat! (Merak kediyi öldürür!)" durumu... Merak işte; bu iki farklı insan grubu acaba nasıl bir market alışverişindeler de bu hal içindeler der demez, kendi alacaklarımı sonraya bırakıp önce soluk yüzlü manituların, hapşıran boğa, öksüren tilkilerin yanına yürüdüm hızlıca. O büyük, tekerlekli alışveriş arabalarına neler yüklemişler neler bir görseydiniz. Aile boyu Coca-Cola'lar, sütlü-fıstıklı çikolatalar, kesme şekerler, renk renk peynirler, irili ufaklı kutu kutu sütler, kıyma-işkembe-bonfile kokteylleri, kızartmalık ayçiçek yağı, Riviera zeytinyağı, hazır poşet pudingler, jöleler ve daha neler neler! Tüm cesaretimi toplayıp orta yaştan bayağı bir gün almış ve saydığım bu muhteşem(!) alımları gerçekleştiren bir teyzenin yanına yaklaştım. Pardon, kusura bakmayın ama size bir şey sorabilir miyim acaba dedim. Teyze acele acele beyaz un paketini kaparken “efendim” deyince; “Neden hastasınız biliyor musunuz acaba?” diye sordum. “Evet, dün akşam pencereden baktım rüzgar yemişim” dedi, dedi de dedi. Yok, sizi bu satınaldıklarınız hasta ediyor dedim. Deli midir nedir dedi ve kasaya koşturdu. Ben de... Arkamdan bakıyor, belli ki korkutmuşum teyzeyi. Uzaktan izleye durdum. Kasiyerle mücadelesinden sonra tam 227TL ödedi ve gitti. Teyze nefes almakta zorlanıyor kapıdan çıkarken, bir defa daha hapşırıvereyim içerde de öyle gideyim demiş olacak ki herhalde, kendisinden 3 defa daha ses geldi.

Koştum diğer kahkaha ile gülen canlı insanların yanına, hala oradalar. Ellerinde ufak alışveriş sepetleri ve içlerinde mandalina, elma, lahana, havuç, avokado, meyve-sebze. Bir de ekmek. Nasıl canlılar, nasıl tatlı tatlı sohbet ediyorlar kendi aralarında. Sormaya gerek yok. Her şey apaçık: aldıklarının çoğunluğu Canlı Gıda.

RawVeganismin, canlı gıdalarla beslenme sisteminin, yani RALF (Raw and Living Foods) Beslenme Sistemi’nin annesi Ann Wigmore'un dediği gibi: “Canlı gıdalar yaşayan bedenler, ölü gıdalar ölen bedenler yaratır.” Farkı yaşayan çok iyi bilir. Yaşamayanların çoğunluğu imkanı yok anlayamaz ve “Zor bu işler dünyaya bir kere geldik, aman canım atın ölümü arpadan olsun (hayvanlığının kabulü)” gibi anti-christ bir tavırla, cehaletin verdiği cesaretle saçmalar dururlar. Cehaleti yenmenin tek yolu okumak, öğrenmek ve hayata geçirmek. Tatmadığımız, yaşamadığımız bir şey için nasıl yorum yapabiliriz ki?

Seda'ya 2 kap Buğday Çimi verdim. “Sen iyileşene kadar günde en az 60ml içeceksin, çocuklar da bol bol içsin. 500 ml taze sıkılmış karışık meyve suyu, 500 ml taze hazırlanmış karışık sebze suyunu da unutma her gün. Bol bol klorofil almaya çalış, tüketebildiğin kadar". Oturmaya bekleriz yine Seda’cım, Mahmut’a da çok selam...